slam kültürünün incilerini dünyaya saçan,
Eserleri, gelenek ve göreneklerimizin yapı taşlarını oluşturan
Hayatı, derin bir düşüncenin ışığına dönüştüren,
Orta asya dan Anadolu ya, Kafkaslar dan, Balkanlara barış ve ahlak diyarı yapan onun fikirleridir.
Topraklarımızda tasavvuf çırasını yakmış İslam’ı kabul edenlerin önünde ilk namaza durmuş.
Hoşgörü ırmaklarımızdan sadece bir tanesidir, Türk –İslam ahlakı ise bunların birlikte buluşturduğu bir okyanustur.
Bu tarihsel erdemin çınarlarından biri de halk ozanı Yunus Emre’dir. Türklüğün Anadolu ya yayılmasında büyük çabaları olmuş. Ahmet Yasevi kaynağından su içmiş.
Anadolu tasavvufu – insanlara sevgi ve ahlak öğretmiş.
Anadolu’nun çok dilli, çok kültürlü, çok dinli ortamında yalnız Türkçe yaratmış olmasında gizlidir.
Onu ölümsüzleştiren ve yaratıcılığına yansıyan halk sevgisi efsaneleşmiştir, ona olan sevgi ise abideleşmiştir.
Hakikat kişiliğin yolunda Hacı Bektaşi’yi bulan o dur.
Türk dilinin zenginleşip egemenleşmesine büyük katkıları olmuş, hoşgörü ve ahlakımızı Anadolu’nun hamuruna karmış bir tasavvuf ehlidir
Onun, değeri asla biçilemez, bir uğraşıdır.
Hayatı ve davası, ne mutlu Türküm diyenlere sonsuz gurur kaynağıdır
Bayrak düşmeyecek, vatan bölünmeyecek, Allah’ın inayetiyle Türklük sönmeyecektir.
Hoşgörü bahçesi fidanları böyle bir ortamda doğmuş, bitmiş hatta meyveleri de birlikte toplamışlardır.
Türk-İslam ahlakını ve beraber yaşama sanatını birlikte geliştirmişlerdir.
Türk milleti ateşle imtihan edilen bu günlerde ,en çok hoşgörüye ihtiyacımız vardır.
Dünya gibi dönen, Güneş gibi yanan, yıldızlar gibi ışıldayan bir sonsuzluk,ancak hoşgörünün sadakatin yer bulmasıyla sağlanacaktır.
Türk-İslam alemi olarak layık olan yere barış ve huzura bir an evvel kavuşabilmemizdir.,
Saygılarımla,
Yazar Hakkında
SAVAŞ DEGİL BARIŞ OLMALI
Tarih boyunca çok sayıda insan savaşlarda hayatını kaybetmiştir, özellikle son iki cihan savaşında savaşlar cephede kalmamış bütün ülkeyi yakıp yıkmıştır.
Bun savaştan en iyi ve önemli ders çıkaran ise AB. Olmuştur
Her devletin arkasında bir süper güç vardır.
Irak ve Libya, Sovyetlerin Rusya'ya geçiş dönemine denk geldi yalnız kaldılar, yıkılıp parçalandılar. Suriye'de, İşit sayesinde o bölgelere ABD yerleşti. Kürt bölgeleri oluştu, bu bölgeler aynı zamanda İsrail'in dış güvenlik sınırları oldu.
Barack Obama´yı Filistin sorununun çözümü konusunda o meşhur sözlerinden dolayı İsrail yanlısı olmakla eleştirenler, bugün daha kötüsüyle yüzleşiyor. Adam açıkça söyledi; „gelin bugünkü sınırlarla İsrail´in varlığını tanıyın. Yoksa elinizde olanları da kaybedersiniz“ dedi. İsrail´i o topraklardan tamamen sürme hayalleriyle ezbere yaşayanlar, elde olanı da kaybetmeyi çaresiz seyrediyor.
Dünya bu sorunu çözmek zorunda. Çünkü Ortadoğu bu merkezden yayılan küresel terörden muzdarip. Bu coğrafyayı döverek olmuyor, sakinleştirmek şart. Aksi halde kan göz ,yaşı bitmeyecektir.
Filistin’in bugünkü durumu 1967 ve 1973 savaşlarından sonra artık kimsenin bu halk için savaşmayacağı gerçeğinin anlamış durumda. Gazze bu gerçek yüzünden ölüyor ve İsrail de kimsenin elini tetiğe götürmeyeceğini bildiği için öldürmeye devam ediyor. Aynı şey, ne yazık ki Lübnan ve hatta İran için de geçerlidir. Bu ülkeler için de hiçbir bölge ülkesi savaşın tarafı olmaz, olamaz. konuşanların ve ekranlarda savaş oyunu oynayanların bilmesi gerekir.
İkinci Dünya savaşına neden olaya baktığımızda
Dünya savaşı 1Eylül 1939 yılında
Almanya"nın Polanya,yı işğal etmesiyle
başladı. Ìngitere ve Fransa bu işgale
Almanya "ya savaş ilan ederek karşılık verdi.
Alman kuvvetleri 1940 baharında
Batı Avrupa'yı işğal etti savaşta
86 milyon insan öldürüldü.
Dünya bundan ders aldı.
Bu yüzden Üçüncü Dünya savaşı olmaz
diyorum. Olursa insanlığın sonu da olabilir.
0 Yorum