Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir, Büyük önder Atatürk, 30 Ekim 1933 tarihinde “işte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir
Dili bir, inancı bir ,kültürü bir olan Soydaşlarımız vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır olmak yalnız o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır.
Türkiye Cumhuriyeti bu süreç içerisinde kültür anlayışına yeni düzenlemeler getirerek sos yo ekonomik ve siyasi konularda da bu Türk devletleri ile iş birliğine gitmiştir.
Karşılıklı eğitim, kültür, ekonomik konularda anlaşmalar yapılmış, ülkeler arasında karşılıklı olarak kurumlar, kuruluşlar, dernekler, vakıflar ve üniversiteler arasında iş birliğine dayalı projeler üretilip uygulamaya konulmuştur.
Ancak yeterli değildir daha da fazlasını yapmak zorundayız.
Devletimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları dışındaki Türk topluluklarıyla da ilişkilerini geliştirerek onlarla kültürel ve tarihten gelen ortak bağlarını güçlü tutmak zorundadır.
Bu toplulukların kültürlerini, dillerini kaybetmemeleri için girişimlerde bulunmak zorunluluğu hasıl olmuştur.
Millî kültürün, ahlâk ve fikir hayatının geliştirilmesi, millî birliğin kuvvetlendirilmesi, toplum yapısının sağlamlaştırılması, Türklüğün bütün dünyada yüceltilmesi, millî ve manevi inancın yaşatılması amacıyla Kurulmuş olan Türk dünyası konseyi bu konuda çalışmalarını hızla devam etmektedir.
Bu hassasiyetleri taşıyan ve Türk İslam kültürüne hizmet etmek isteyenlerin buluşma yeri Türk Dünyası Konseyi dir
Özgürlüğe özenmiş vefaya bezenmiş, her vakit yer yüzünde mazlum. Milletlere umut olmuş kılıcıyla aleme nizam vermiş milli birliğimizi yaşatmanın azim ve hevesinden başka gayesi olmayan necip bir milletin adı dır.
Türk milleti tarih kadar eski dir hem tarihi yazmış hem tarihi yapmış Türklükle kendini bulmuş asil damarındaki kanın adıdır Türk milletinin